bu benden öte, benden büyük
dahlimle alın eskittiğim, îmân ettiğim
sıfırlayan denge
bu beni korkutan, beni yatıştıran
önemimi, değerimi uğruna kurbân ettiğim
siyahın da beyazın da anası denge
soruyorum sana, utanmadan:
benim burada ne işim var?
biliyorum, her şey eşit
portakallar, karbon dioksit, gümüş ayna
biliyorum hepsi bu topluluğun ta kendisi
biliyorum bir farkım yok
denge, farkındayım; yıldızdan kopmayım
ve benden öncekiler gibi sonrakiler de vâr olacak
ne mutlu vâr olacaklara, ne mutlu yokluğu tadacak bana
bana, küfrü eden bilinç yanılgısına
soruyorum sana, utanmadan:
benim burada ne işim var?
bâzen öyle geliyor ki
o kızını seyredecek gözleri taşımak benim işim
yalandan varlığımın tek amacı bu
bu onurlu bir vazîfe, reddetmiyorum
emin olsam, sormam
biliyorum denge; varlığım, varlık dediğim, sana bir hiç
bensiz de yürürdü bu evren
bensiz de askıda kalırdı tahterevalli, bir sinekten öte ben
bak bana, soruyorum sana, hakkım bu
durdur saatlerini cevabımı ver, yoksa bozacağım planlarını
oynamak istemiyorum artık kaç yaşında adamım
benim burada işim yoksa
söyle ona
üflesin sura